Pazarlama dünyası, artık Z kuşağını anladı ve faaliyetlerini bu doğrultuda şekillendirmeye başladılar bile. Aynı durum eğitim sektöründeki pazarlama faaliyetleri için de geçerli. Uzun zamandır Y kuşağının sabırsızlığına yönelik hayata geçirilen tüm bu faaliyetler, daha bilinçli bir tüketici grubunu temsil eden Z kuşağının ihtiyaçlarına yönelik şekilleniyor. Z kuşağının muazzam gücünü görmezden gelmek söz konusu değil artık. Z kuşağının kendine özgü ihtiyaçları, inançları ve satın alma güçleri var.
Kurumunuzu pazarlarken tercih edeceğiniz mecra, kullanacağınız dil ve hatta yüz ne kadar Z kuşağına hitap ediyorsa tercih edilme oranınız da o kadar artacaktır. Pazarlama çalışmalarınızı yaparken, sizinle paylaştığımız bu altın bilgileri de mutlaka göz önünde bulundurmanızı tavsiye ediyoruz.
Kimdir Bu Z Kuşağı?
Doğum yılı 1997 ile 2015’e mensup olan kişiler Z kuşağı olarak adlandırılıyor. ABD’de yapılan araştırmalara göre 2030 yılına kadar iş gücü Z kuşağı tarafından karşılanacak. Yani onlar yakın geleceğimiz. Dolayısıyla eğitim kurumlarına bu noktada çok iş düşüyor diyebiliriz. Yine ABD’de yapılan araştırmalara göre 143 milyar dolarlık bir satın alma gücüne sahipler.
1 – Kaliteyi Ön Planda Tutuyorlar
Satın alacakları ürün veya hizmetin kalitesi onlar için çok önemli. Dolayısıyla bu noktada sizin öne çıkarmanız gereken noktalardan biri de eğitiminizin kalitesi. Y kuşağının aksine Z kuşağı önce etikete değil niteliğe önem veriyor. Ama elbette ki indirim ve ödül sistemleri onları etkileyebiliyor. Mesela burs imkanlarınız, ilgili programın sağladığı avantajlar Z kuşağının ilgisini çekecektir.
2 – Kişiselleştirilmiş Her Şeye İlgi Duyuyorlar
Ürün ya da hizmet, onların bireysel kişiliğine hitap ettiği sürece satın almaya daha yatkın oluyorlar. Aynı durum kurumunuz için de geçerli. Onların hızlı karar vermeleri konusunda teşvik edici olmanız gerekiyor. Bunu da Z kuşağının kişisel özelliklerini hedefleyerek başarabilmeniz mümkün. Bu noktada kurum içi sosyal faaliyet ve alanlarınızı ön plana çıkarabilirsiniz. Z kuşağının dilinden anlayan eğitmenlerle temas halinde olacaklarını onlara hissettirerek güven de sağlayabilirsiniz.
3 – Güvenilir Olanı Tercih Ediyorlar
Y kuşağında da aslında benzer özellikler mevcut bu anlamda. Ürünün, hizmetin ya da kurumun güven vermesi tercih edilebilirlik seviyesini bir hayli arttırıyor. Özellikle finansal konularda bu durum daha da fazla geçerliliğini koruyor. Pazarlama faaliyetlerinizi yürütürken, Z kuşağının güvenini kazanmaya yönelik çalışmalar yapmayı ihmal etmeyin deriz.
4 – Reklam Değil Deneyim
Reklam olduğu bariz olan çalışmalar Z kuşağına güven vermedikleri gibi antipati de uyandırıyor. Dolayısıyla kurumunuzun reklamını yaparken, onların yaşayacakları deneyimlerden bahsetmek daha doğru bir hamle olacaktır. Reklam çeşitliliği de bu noktada önemli. Yani her bir paylaşımınızda onların değerlerini temsil ettiğinizi hissettirmeniz gerçekten büyük önem taşıyor.
5 – Toplumsal Olaylara ve Etik Değerlere Önem Veriyorlar
Haliyle buna önem veren kurum ve markalar Z kuşağı nezdinde 1-0 öne geçiyor. Etik değerleri her zaman savunan, toplumsal olaylara karşı kayıtsız kalmayan, iş sadece kendi reklamını yapmak olduğunda sesini yükselten markaların Z kuşağının gözünde pek bir değeri kalmıyor ne yazık ki. Dolayısıyla kurumunuzda varsa toplulukların ve bu toplulukların neye hizmet ettiğini onlara anlatmanız sizi bir adım öne taşıyacaktır.
6 – Sosyal Medya ve Influnecerların Gücü
Z kuşağı hayatın içine girdiğinden beri sosyal medya en etkin pazarlama araçlarından biri haline geldi. Dolayısıyla geleneksel pazarlama faaliyetleri de bu doğrultuda evriliyor. Sosyal medyayı gerçekten çok etkin bir şekilde kullanmalı ve influencerların gücüne inanmalısınız. Z kuşağı, takip ettikleri influencerlara oldukça güven duyuyor. Bunun yanı sıra zamanlarının büyük bir çoğunluğunu daha çok Instagram ve Youtube’ta geçirdikleri için siz de tanıtım faaliyetlerinizi bu mecralarda daha fazla gösterebilirsiniz.
7 – Mobil Teknolojiler Ayrılmaz Parçaları
Çünkü Z kuşağı zamanının çoğunu akıllı telefonlarında geçiriyor. Ayrıca pek çok işini de mobil uygulamalar aracılığı ile hallediyorlar. Dolayısıyla özellikle mobil tarafa yatırım yapmayı eğitim kurumları da gündemlerine almaya başlamalılar diye düşünüyoruz.