ÖZET

Henüz çocuk yaştaki bireylere sırf aile içi ekonomik yetersizliklerden dolayı maddi sorumluluk yüklenmesi sonucu çocukların temel eğitim-öğretimlerinin eksik kalması, sağlık sorunlarının baş göstermesi ve yine maddi yetersizlikten dolayı tedavi edilememesi, çocukluğunu yaşayamaması ve aile içinde ekonomik anlamda baskı uygulanması çocukların psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor ve bu sorunlar yıllardır devam ediyor.

Aile içi baskıyla ve ekonomik yetersizliğe bağlı eksik kalmış eğitimle hayata atılan çocuklar gelecek hayatlarında da kendilerinde sosyal anlamda ve iş alanında da bir yer edinemiyor. Buna bağlı olarak topluma bireysel ve ekonomik anlamda katkısı olmayan bireyler yetişiyor.

İş alanında kendine yer edinemeyen bireyler, ekonomik özgürlüklerine de sahip olamadıkları için olumsuz yaşam şartlarıyla hayatlarını sürdürmeye mecbur kalıyorlar. Bu sebeple toplumda sınıf çatışmaları ve ekonomik eşitsizlikler de katlanarak artmaya devam ediyor.

 Anahtar Sözcükler: Eşitsizlik, başat grup, özgürlük, çocuk işçi, özgürlük, güç, aile içi ekonomi, aile içi baskı



ÇOCUK İŞÇİLERİN TOPLUMDAKİ VARLIĞI

Otoyol üzerinde kırmızı ışık yandığı zaman duran arabalara mendil satan ve bu şekilde para kazanan bir çocuk, yaşıtları okula gidip oyun oynarken aile içi ekonomisine katkı sağlamakla uğraşıyor ve gerek sosyal gerek kişisel hayattan mahrum kalarak büyüyor.


DİSK tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’de sayıları 2 milyona yaklaşan; çocuk yaşta mendil satarak, fabrikalara ya da küçük dükkanlara çalışan olarak verilerek aile ekonomisine katkıda bulunması beklenen bu bireyler, eğitimlerindeki yetersizlikten dolayı geleceklerinde de topluma yararlı hale gelemiyor. Zorunlu olan ilkokul eğitimini bile almamış ve %78’inin kayıt dışı çalışan olduğu bu çocukların ailelerinin yasal anlamda suçlu bulunduğu bu durumda ne yazık ki yıllardır herhangi bir çalışma yapılmıyor ve çocuk işçi sayısı ülkemizde gelir yetersizliğinden dolayı gün geçtikçe artarak devam ediyor.


Araştırmamın amacı, çocuk işçilerin Türkiye’de nasıl şartlarda yaşadığını ve geleceklerinde nasıl insanlar olacaklarını, kendilerini nasıl topluma yararlı bireyler haline getirip ekonomik yetersizlikten kurtulabileceklerini göstermek ve bunu yaparken de toplumdaki gelir eşitsizliğini gözler önüne sermek.

 


Yapısal İşlevselcilik Bakımından Çözümleme:

Düzenli ve etkili bir toplumun oluşmasında önemli bir faktör olan eğitim, küçük yaşta çalışmaya başlayan çocuklar için söz konusu bile olmayan bir görev. Okuma ve yazma dahi bilmeyen, yaşları 5 ile 17 arasında değişen bu çocukların aile içi ekonomik baskılar sonucu çalışma hayatına atılması ve eğitim-öğretim görmeden para kazanmaya başlaması bekleniyor; doğal olarak, artan çocuk işçi sayısıyla birlikte düzenli ve etkili bir toplumun oluşması da gün geçtikçe zorlaşır hale geliyor. Çocuklara gerekli dönemlerde duygusal destek sağlaması gereken ailelerin, çocuklarını çok küçük yaşta sokaklarda çalışmak zorunda bırakarak onlara duygusal anlamda destek sağlamak yerine psikolojik çöküntüler yaşattığını görebiliyoruz. Sokaklarda küçük yaştaki bu çocukların sıcak ya da soğuk hava dinlemeden, yağmurda ya da güneşin altında çalışması sağlıklarını olumsuz yönde etkilerken evde yeterli gelir sağlanamadığından dolayı düzenli sağlık kontrolü bile görmeden büyüyorlar. Ailelerin bozuk işleve sahip bu davranışı, çocukları; toplumdaki farklı amaçlara sahip bireylerle karşı karşıya bırakacağı için erken yaşta madde bağımlılığına, sigara kullanımına kadar gidebilecek bir yola sokuyor.



Çatışmacılık Kuramı Açısından Çözümleme:

Toplumdaki gelirin dengesiz dağılımı sebebiyle çalışarak para kazanan çocuklar, yeterli ve zorunlu seviyede eğitim alamayacakları için toplumsal eşitsizlik her alanda olduğu gibi sosyal alanda da eğitim alanında da kendini gösterecektir. Çocuklar üzerinde egemenlik kuran aile kurumu, çocukların çalışmasına sebep olur ve gelişimlerini sosyolojik ya da psikolojik anlamda etkileyip etkilemeyeceğini düşünmeden onların üzerinde çalışmaları için baskı kurarlar. Toplumsal güçler tarafından yönetilen bir toplumda eşitsizlik çocuklar üzerinde de etkisini gösterir ve bazı çocuklar sokakta mendil satarak para kazanmak zorunda bırakılırken bazıları oyun oynayıp okula giderek büyürler. Maddi yetersizliklerden ötürü tedavi göremezler, olumsuz şartlarda çalışmalarından dolayı her yıl onlarca çocuk hayatını kaybeder, iş kazası sonucu sakat kalır ve tedavi bakımından eşit olmayan bir toplumda bu çocukları çalıştıran aileler de karşılayamadıkları ilaç fiyatları, tedavi ve kontrol masrafları dolayısıyla toplumdaki diğer bireylerle eşit tedavi haklarına sahip olamaz.



Simgesel Etkileşimcilik Açısından Çözümleme:

Toplumun mevcut değerlerini ailesi tarafından ya da okulda öğrenmesi gereken çocuklar, çalıştırıldıkları için yüz yüze etkileşimlerde gerekli normları sergileyemiyor ve dolayısıyla sosyalizasyona uyum sağlayamıyor. Okula gitmediği ya da oyun oynayamadığı için yaşıtlarıyla yüz yüze etkileşim kuramayan bu çocuklar, toplumdaki rollerinin de ne olduğunu bilmeden büyüyorlar. Ailelerinin onlara aşıladığı toplumsal rolün çalışan olması sebebiyle hayatları boyunca buna odaklanırlar ve yeterli eğitimi görmedikleri için de toplumsal rol beklentilerini karşılayamazlar ve topluma yararlı bir birey olmaktan çok geçim derdinde olurlar.

SONUÇ:


Toplumdaki dengesiz gelir dağılımının suçlusu olmayan çocukların güçlerin ağır basması sonucu geçinemeyen ailelerinin çocuklara baskı kurarak onları çalıştırmaları topluma özellikle sosyal anlamda faydasız bireyler yetişmesine sebep olacağı gibi, bu çocukların gelecekteki hayatlarında da sosyal rollerinde hep eksik kalacağını bilmek gerekir. Çocuk yaşta çalışmaya başlayan bir birey büyüdüğü zaman kendi çocuğuna da aynı şeyi aşılayacaktır ve sosyalizasyon açısından negatif sonuçlar doğuracak olan bu yaklaşım toplumdaki denge ve uyumu bozacaktır.


Dengesiz ve yetersiz gelir dağılımları sonucu çocukların çalıştırılmaması için belli başlı yasalar konularak bu durum engellenebilir. Yetersiz gelire sahip ailelerin bakabileceği ve temel eğitim-öğretim, yeme-içme, barınma ihtiyaçlarını karşılayabileceği kadar çocuk yapmaları sağlanabilir. Çocuk işçi çalıştıran kuruluşlara ağır cezalar verilebilir ve çocuğunu çalıştıran ailelere de ağır hukuki yaptırımlar uygulanabilir.


Toplumsal kimliklerinin de oluşmasında önemli bir dönem olan çocukluklarını bu şekilde çalışarak değil yaşlarına uygun şekilde geçirmeleri gerektiğinden dolayı çocuk işçilerin artık son bulması gerekmekte. Gelecekleri parlak olmayan, kayıt dışı çalıştırılan ve iş kazaları sonucu ölen çocuklar yerine topluma yararı olan, okuyan ve kendini geliştiren bireyler her zaman başat grup olacağı için dengesiz ekonomik gelirlerin de ortadan kalkması gerekmektedir.