Sendromların eğitim ve yönetime kattığı anlamları ve etkilerini en iyi şekilde anlayıp öğrenmek için ilk olarak sendromun anlamını ve içinde bulunan anlam bütünlüklerini bilmemiz gerekir. Bu yüzden de ilk olarak sendrom Nedir? Sorusu ile yazımıza başlıyoruz. Aslında sendrom tanımı tam olarak anlamak için örgütsel davranış, disiplin, örgütsel psikoloji ve yönetim psikolojisini anlamak gerekir. Çünkü bu kavramları anladıktan sonra sendromların ne olduklarını ve içinde yatan anlam kargaşalarını ve bu anlam bütünlüklerinin hayatımızın içinde nasıl var olduklarına dair daha iyi fikir sahibi olabiliriz.
Sendrom sözcüğünü ilk olarak kelime kökenli olarak inceleyelim. Sendrom kökeni yunanca bir kelime olan sundrome adlı sözcükten türeyerek asıl anlamı köklerine ayrıldığında ortaya çıkmaktadır. Sun ile drome adlı köklerin bir araya gelerek oluşturduğu bu kelime aslında anlam olarak ilerlediğinde, beraber süre gelen anlamını taşımaktadır. Başlangıçta birbiriyle hiç alakası olmayan fakat bir araya geldiğinde ise beraber ilişkili bir şekilde devam eden olgulara ve durumlara sendrom adı verilir.
Tıp alanından da örnek verecek olursak tıp içerisinde hastalıklarda herhangi bir rahatsızlık için bulgu ve bunu tespit edecek kanıt olarak bir rahatsızlık belirlendiğinde hastalık sayılmaktadır fakat sadece bir belirti var ve bu belirtinin hangi hastalığa sebep olduğu bulunmazsa eğer bu tıp içerisinde sendrom olarak kalmaktadır. Bizim de üzerinde duracağımız konu olan bu sendromların ilişkisi ve sendromların eğitim alanında ve yönetimsel konularda ne kadar önemli bir yere sahip olduğu ve bu alanlarda nasıl etkiler ile çalışanları etkilemektedir. Bu konu üzerinde durarak bunlara açıklık getireceğiz.
Gün geçtikçe hayatımızda sıklıkla karşılaşmaya başladığımız ve adını herhangi bir yede de duymaya başladığımız farklı farklı sendromlar ortaya çıkmaktadır. Belki de yaşadığımız fakat ne olduğunu anlamadığımız bazı ruh hallerimiz ve bu hallere bağlı olarak gelişen bazı rahatsızlıklarımız oldu fakat tanımlayamadığımız için öylece geçirdik. Bu ve bunun gibi durumların aslında bir adı ve bir sendrom olması çok şaşkınlık verircesine gerçek. Gün geçtikçe hayat şartları ve yaşam düzenimiz geliştikçe ve değiştikçe insanlar buna alışma sürecine giriyor ve bu süreç herkes için kolay olamıyor. Bunun için bu ve bunun gibi durumlar yüzünden de psikolojik olarak da çok fazla etkilenme oluyor. Psikolojik olarak sendromlar çağımızda gittikçe artmış durumdadır.
Psikolojik açıdan türeyen bu sendromlara aslında hayat şartları, çalışma düzenleri, kişilerin sosyal bir hayatının olmaması, kendilerine zaman ayırmaya vakitlerinin olmaması gibi birden fazla sebep bulunmaktadır. Hayatlarını istediği gibi yaşayamadan, birden fazla sorumluluk altında ezilmek zorunda kalan insanlar maalesef ki çok fazla sendrom ile yüz yüze gelmektedir.
Çalışma saatlerinin çok fazla olması ve çalışma hayatından sonra herhangi bir sosyal hayatı olmayan insanlarda ilk başlarda herhangi bir sorun görülmese de bu durum bir ömür boyu süreceği için temelden yapılmaya başlayan bir binayı düşünürsek temelden yapılmaya başlayan bina sağlam bir şekilde yükseltilmeyerek, temeli bozuk ve temelinde sorunlar ile yükselmeye başlarsa ilerleyen senelerde bu temelin bozuk olması insanların psikolojik sağlıklarının temelini de bozacaktır. Bu yüzden de günümüzde çalışmak zorunda olan birçok kişide sağlık sorunlarında psikolojik sorunlar görülmektedir. Bu psikolojik sorunların temellerine inecek olursak orada yatan birden fazla sendromun yattığını da görebiliriz.
Sendromları ortaya çıkış nedenleri arasında gösterebileceğimiz nedenler;
· Kişilerin kendilerine uygun mesleklerde çalışmaması
· Kişilerin kendilerine zaman ayırıp hayatlarına mutluluk katmaması
· Kişilerin kişisel bakımına ve kendisine özen göstermemesi
· Kişilerin kendilerini hapsolmuş gibi hissetmesi ve içinde bulunduğu yaşantısından kendisini kurtaramayacağı hissine kapılması
· Kişilerin kendi hayatlarını kendilerinin belirlememesine bağlı olarak hedef kaybı yaşaması ve bu yüzden derin depresyon yaşaması
· Çalışma hayatlarının sürdürülebilir bir düzende olmaması ve çalıştığı pozisyonda mutlu olmaması
Bu ve bunun gibi faktörler insanların hayatlarına dair hissettikleri sorunları ve b u sorunlara bağlı olarak içine doğru sürüklendikleri sendromların temelini oluşturmaktadır.
Eğitim ve yönetime dair etkisi ile bilinen 30 farklı sendrom bulunmaktadır. Bu sendromların insan hayatına etkileri ve bu sendromların altında yatan nedenlerine değinip bu sendromların nasıl etkileri olduğuna bakalım.
1-) Yönetim Psikolojisi ve Sendromlar: Bu sendrom içerisindeki temel anlam bütünlüğü yönetim alanında yaşanan bazı durum ve davranışların ve bu bağlamda ortaya çıkan temelinde baskıcı davranışların olduğu sendromlar yatmaktadır.
2-) Medea Kompleksi: Kadınların kıskançlık, aşırı sahiplenme duygusu bağlamında oluşan bir hastalık olarak tanımlanmaktadır.
3-) Peterson Etkisi: İnsanların kendilerini cesur ve dini bütünlüğü içinde sağlam ve emin bir şekilde yaşama isteği ile ilişkilendirilebilir.
4-) Sputnik Sendromu: Kişilerin hem iş hem de özel hayatlarında hep bir yarış içerisinde olduğunu hissetmesi ve bu bağlamda hep bir rekabet içinde olmasıdır.
5-) Stockholm Sendromu: Kötü bir durum veya içerisinden çıkılmayacak bir olay örgüsünün içinde kişiler olay anında olay örgüsünün içindeki hiç bağlanmaması gereken kişilere bağlanması ve zor durumda bırakıldığı kişiye karşı bağlanma duyguları beslemesidir.
6-) Sindirella Kompleksi: Kişiler bu sendrom ile hep bir başkası tarafından sahiplenilme, başkası tarafından kurtarılmayı bekleme gibi davranışlar göstermektedir. Kendi başına bir şey yapmaktansa başkalarının onun için bir şeyler yapmasını beklemektedir.
7-) Görünmez Kadın Sendromu : Bu sendrom ise kadınların iş hayatlarında, çalışanlar tarafından dikkat çekmemek ve kimse tarafından ilgi görmede çalışması ve aynı zamanda da çalışmalarının, yaptıklarının da bir ödüle değer olduğunu düşünmesidir.
8-) Dunnıng-Kruger Sendromu: Öz olarak bu sendrom içinde bireyin kendi yaptıklarını doğru ve etkili bir şekilde değerlendirememe sorunu vardır.
9-) Tulumbacı Sendromu: Kişilerin kendi belirledikleri hedeften önüne çıkan başka olanaklar yüzünden vazgeçmeleri ve bu hedefler arasından karar vermeden sürekli yeni olanaklara yönelmesi.
10-) Kırık Camlar Teorisi: Bu teorinin altında başıboşluk ve bu boş geçirilen zamanın aslında suç işlemeye potansiyel bir bireylerin oluşmasına neden olduğuna inanmak yatmaktadır.
11-) Dinozor Sendromu: Bu sendromun altında yatan durum kişinin kendini sürekli tekrar etmesi ve kendini yeniliklere açık hissetmemesi ve bu şekilde davranması.
12-) Parkinson Yasası: Bir iş için verilen süre içerisinde hemen yapılması yerine o işi sürece yaymak ve o işin gelir gider düzeyinin de bir dar alanda incelenmesine karşı geniş bir yelpazede incelenmesidir.
13-) Pareto İlkesi: Zenginlerin ve fakirlerin dağılım yüzdesine bağlı olarak yapılan gözlem ilkesidir.
14-) İyi Asker Sendromu: Bir iş veya bir görevi yapıp ödüllendirilmeyi beklemek aynı zamanda da bu işi yapmazsa cezalandırılmayı beklemek.
15-) Hobo Sendromu: Çalışanların içinde bulunduğu iş hayatını belirli aralıklarla sürekli değiştirme takıntısıdır.
16-) Genel Uyum Sendromu: 3 farklı aşamada gerçekleşen bu sendrom kişilerin bir duruma veya br olaya uyum sağlamasının aşamaları olarak da bilinebilir.
17-) Pgymalion Etkisi: Bu sendrom kişinin olumlu veya olumsuz olarak düşündüğü olayların veya olay örgülerinin sırf onu düşünüp kafasında kurduğu için olacağına inanmasıdır.
18-) Peter Pan Sendromu: Yetişkin bireylerin içerlerinde saklı olan o küçük çocuk etkisidir. Kişinin yaşı kaç olursa olsun içinde saklı olan o çocuk hep ordadır.
19-) Zeigarnik Etkisi: Bir durum içerisinde hatırlanan bazı bilgilerin o görev dahilinde hazırlanıldığını ve olay örgüsü tamamlandıktan sonra kişilerin bir şey hatırlamamasıdır.
20-) Pratfall Etkisi: Kişinin kendini diğer insanlardan üstün görmesi ve belirli bir yeteneği olmasının yanında bu yeteneği ile ilgili bir hata yaptığında kendini kötü hissetmesi gereken yerde kendini daha üstün görmesidir.
21-) Hubris Sendrom: Aşırı derecede kendini beğenme ve kendini üstün görme etkisi.
22-) Aptal Puma Sendromu: Tek başına kendini daha iyi hissetmek ve insanların ona zarar vereceğini düşündüren bir sendrom.
23-) Kimlik Hırsızlığı(Sahtekâr) Sendromu: Yüksek mertebelerde olan bazı insanların bir süre sonra kendilerinin kim olduklarını unutması ve kimlik sıkıntısı yaşamasıdır.
24-) Haşlanmış Kurbağa Sendromu: Kişilerin kendilerine zarara veren bir sistemin içinde olması ve bu sistemin içinde de ürkmeden dahil olmasından dolayı bulunduğu yerde memnun olmasıdır.
25-) Cam Tavan Sendromu: Kişilerin kendi hayatlarını kurmak için verdiği kararlarda kendileri yönlendirenin kendirlerimi yoksa başkaları tarafından mı yönlendiriliyorlar bu karmaşık sendromdur.
26-) Herakles ve Orestes Sendromları - Örgütsel Davranışın Karanlık Yüzü: Bu sendromların sonuçları ölüm gibi karanlık bir dizi olaydan oluşmaktadır ve bu süreç aslında kişilerin inançlarının ve düşüncelerinin doğru gibi gözükmesi ve bu doğru gözüken düşünceler aslında ne kadar kötü sonuçlar doğurabileceğinin göstergesi olan bir sendromdur.
27-) Kirpi Sendromu: Kişilerin çok fazla yakınlaşması ve ne kadar fazla yakınlık o kadar fazla sorun ve sıkıtı demektir dediği sendromdur.
28-) Beyaz Fil Sendromu: Bu sendromun açıklaması ve tanımı tam olarak kişiye göre değişmektedir ve söylenilen kavrama göre de değinmektedir.
29-) Munchausen Sendromu: Bir hastalığa yakalanması sonucu ve bu hastalığın olması gereken belirtilerinin olmaması fakat genelde başka bir rahatsızlıkmış gibi davranıp o hastalığın tedavisini uygulamak ve bu sonuçta ölümle bile sonuçlanan bir durum ortaya çıkması.
30-) Bayram Otel Sendromu: Bir bütünlüğün veya bir bireyin içinde ne gibi sorunlar ne gibi rahatsızlıklar taşıdığını dışarıdan anlayamamak. Bu yüzden dışardan bakılması her zaman doğru bir analiz değildir ve her zaman içerisindeki sorunlara ve her şeyin iç yapısına bakılması gerektiğini anlatan bir sendromdur.
Tüm bu sendromları incelediğimizde hayatımıza, eğitim yaşantımıza ve yönetimsel olaylara o kadar fazla etkisi bulunmaktadır ki gerçekten sonuçları saymakla bitmez ve çok fazla örnekleri de mevcuttur. Bu sendromlar insan ilişkilerinde ön plana acıkmaktadır. Tüm yaşantımız boyunca nerede olursak olalım hangi konumda olursak olalım bu bütün sendromlar hayatımızın her yerinde olacaklar. Bu sendromları yaşamasak bile maruz kalacağız. İnsanların psikolojileri bu sendromlar ile ayakta kalıp veya bu sendromlar ile yaşamayı öğrenen insanlarla iş yapmak zorunda kalacağız.
Bu sebeple de eğitim hayatında da İş hayatının yönetim alanında da etkisi çok fazla olan sendromlar hep karşımıza çıkacak ve bu sendromları bilip ona göre davranışsal hareketlerimizi değiştirip daha güzel bir yaşantı yaşayabiliriz