Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’dan Karne Alan Öğrenciler İçin Tavsiyeler
İlkokul ve ortaokul öğrencileri karnelerini aldılar ve 3 haftalık ara tatilleri başladı. Çocukların sadece karnedeki notları değerlendirilmemeli, güçlü ve zayıf yönlerinin ne olduğu düşünülmeli. Nevzat Tarhan, “Şunu hiç bir zaman unutmamalıyız, hayat başarısı akademik başarı ile ahlaki başarının toplamıdır. Karneyi dahi aile değerlerinin en önemlileri şefkat ve nezaketi koruyarak ele almalıyız. Şu anda gençlerin anladığı dil ikna ve inandırma yöntemidir. Takdir ve övgü yöntemleridir. O da olumlu yönleri üzerine olmalı. Kişiliği değil, davranış ve çabaları övülmelidir” tavsiyesinde bulundu.
Pandemi dolayısıyla bunalan çocuklara, karne yüzünden tepki göstermek onlarla aramıza duvar örmemize neden olacaktır. Ailelerden birçok soru aldığını ifade eden Tarhan, “Ailelerimizin bize sordukları şu: Çocuklarımız bu dönemi nasıl telafi edecekler? Aileler akademik başarıyı hiç düşünmesinler. Onu eğitim sistemimizdeki şu andaki bu sene sınava gireceklerde bu seneki ders notunun sınava etkisi düşürülerek adil çözümler üretilebilir. Çünkü burada internete erişim eşitliği tam olmadı. Özel okullar daha avantajlı durumda. O bakımdan daha sıkıntılı durumda. Böyle durumlarda eğitim sistemimizin sınavdaki puan yükünü daha düşük tutmak gibi önlemler muhakkak alınır. Ölçme ve değerlendirme sistemimizde bununla ilgili ayarlar yapılır. O yönden eğitim konusunda endişelenmesinler” dedi.
Bu dönemde alınan düşük notlar elbette telafi edilecektir, ancak çocukların ruh sağlığının bozulması sonrası telafisi daha zordur. “0-12 yaş grubu içerisinde çocuklar anne ve babaya bakarlar. Onları gözlemlerler. Baba panik değil, rahatsa evde huzurlu bir ortam varsa o çocuklar için sokakta ya da şurada burada olmak önemli değildir. Online dersin devam edip etmemesi hiç önemli değildir. Çocuk evde çok mutlu olur hatta bazen anne ve baba çok evde olup müdahale edip karışıyorlar diye ‘Anne baba siz gezin, biz iyiyiz’ diyen çocuklara da rastlayabiliyoruz. Bu nedenle çocuklarda çok ciddi bir adaptasyon yeteneği vardır, bu yaş gruplarında. Hızla uyum sağlarlar. Evde huzurlu bir iklim oluşturmaya odaklanalım şu anda. Evin sıcak ve keyifli bir alan olması haline gelecektir”
Tatil boyunca çocuklar ödev yapmaktan kaçınıp, bilgisayar veya telefon, tablet kullanarak fazla zaman harcayabilirler. Bu teknolojik aletleri ellerinden almak yerine, akıllıca kullanılması öğretilmelidir. Teknolojik aletlerde oyunun yanında mobil destekli kitap ve eğitim içerikleri indirilebilir. Karnede zayıfları çok olan çocuklarımıza tatilde ders için daha fazla baskı kurmamız onunla aramızdaki iletişimi olumsuz etkileyecektir. Karne okulda alınan eğitimin çocuk açısından yıllık değerlendirmesi olsa da ortaya çıkan bir fırsat veya yitirilmiş bir fırsat değildir. Bu çağda “Distrust Age” yani 21 yüzyıla güvensizlik çağı denildiğini belirten Tarhan, “Bizim kültürümüz, inanç sistemimiz, değerler sistemimiz güvene çok önem veriyor. Hazreti Peygamberin en büyük vasfı, bu. Peygamberlikten önce de eminlik vasfıydı, eminlik vasfımızı tekrar canlandırmaya ihtiyacımız var. Güven budur. Onun için bunları ailede oluşturalım. Bunlara önem verelim ve mesela karne burada nasıl bir fırsat? Karnenin psikolojik etkisiyle çocuk, annem babam kızacak diye yalan söylemeye başlar. Eğer aile eline geldiği zaman bak çocuğum sen çalışmışsın şu kadar dersini yapmışsın, şu kadar dersini yapamamışsın deyip değerlendirme yapmalı. Böyle durumda kabullen yönet metoduyla, kabullen birlikte yürü metoduyla gitmek önemli. Bu yapılırsa çocuk, ‘Annem ve babam beni seviyor ama hatalarımı düzeltmek için benimle iş birliği istiyor’ diyecek çocuğun aidiyeti artacak. Kendine güveni zedelenmeyecek. Onun için çocuklarımızı azarlayarak, korkutarak yönetme döneminde değiliz bu çağda. Bu zamanın çocukları da bilinçli. Onun için biz, hiç bir şekilde böyle korkutarak çocuklarımızı yönetemeyiz” diye konuştu.