Eğitim bir milletin geçmişi ile geleceği arasında ki köprü gibidir. Biz bu köprüyü ne kadar sağlam inşa edersek geleceğe de o kadar sağlam adımlarla yürüyebiliriz.

Liyakat Nedir?

Liyakat kelime anlamı olarak yapılan işteki yeterlilik, uygunluktur. Liyakat sahibi yönetici olmak ise; adil, gelişmeye açık, çağdaş, vizyonel düşünebilme. Misyon sahibi olma ve liderlik vasıflarına sahip olmayı gerektirir.

Eğitimde Sendika Hataları:

Eğitim yapılan kurumlar sadece işletme mantığıyla işletilirse öğrenciler müşteri olarak görülmekten ileri gidemez. Türk eğitim sistemindeki sendikal yapıya bakacak olursak. Birçok farklı sendikalar bulunmaktadır. Bu farklılık, farklı çıkarları ve farklı uygulamaları oluşturmaktadır. Oysaki eğitimin amacı da eğitim çalışanlarının amaçları da yönetmeliklerle sabittir. Tek bir sendikanın yeterli olması gerekirken çok olması ve aralarındaki çıkar çatışması birçok adaletsiz tutum oluşturmaktadır. Liyakat sahibi insanlar göz ardı edilmekte ve sırf sendikası nedeniyle vasıfsız insanların yöneticiliğe ataması yapılmaktadır.

Son dönemde okullarda görev yapan Din Kültürü Öğretmeninin bulunmaması ve atanan tüm din kültürü öğretmenlerinin yöneticilik yapıyor olması bunun bir göstergesidir. Liyakat sahibi yöneticilerin sadece belli sendikalardan çıkıyor olması bir handikaptır. Bu çıkar savaşlarının içinde eğitimin de yer alıyor olması şimdiye dek yürütülen eğitim politikalarının ne denli yanlış olduğunu göstermektedir. Okullarda eğitim yeterliliği olsaydı eğitimci dediğimiz yöneticiler kendi çıkarlarını ülke çıkarlarından önde tutamazlardı. İşini layıkıyla yapanı alkışlar yapamayanı ya da yapamayacak olanı o göreve getiremezdi.

Eğitimde Beklenen:

Okulların birer eğitim ve öğretim yuvası olması, eğitimin kazanım ve göstergelerinin sağlıklı olması bu kurumlarda görev yapan; idealist, yenilikçi, öğrenci bazlı düşünen, kısacası görevini layıkıyla yapan eğitimciler sayesindedir. Bu görevi en iyi şekilde yürüten eğitimci haberlerini aldığımızda çok mutlu oluyoruz. Bu örneklerin çoğalması liyakat sahibi yöneticilerin çalışmasıyla mümkün olur. Ancak görevini layıkıyla yapan yöneticiler, okulların sadece evrakla yönetilmeyeceğini bilirler. Günü kurtarmanın derdinde değil nesli kurtarmanın sorumluluğunu taşırlar. Ve geleceğe sağlıklı yürüdüğümüz köprüye, sağlam tuğlaları yerleştirmek ancak liyakat sahibi yöneticilerle mümkündür.

Her işte çalışan kişiden yeterlilik bekleniyorken Eğitimi liyakatsiz insanların eline bırakmak bir millete yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bir milleti köleleştirmenin en kolay yoludur. Kılıçla yapamadıklarını kalemle yaptırmanın tek tarifi, liyakatsiz yöneticilerle eğitimi değersizleştirmektir.